Tüp bebek merkezine başvuran bir çift açısından bakılırsa, en önemli soru ‘başarılı bir tüp bebek merkezinin diğerlerinden nasıl ayrılacağıdır’.
Ne yazık ki bu sorunun cevabı ülkemiz şartlarında ‘kulaktan dolma bilgiler’le olmaktadır. Genellikle tüp bebek işlemiyle başarıya ulaşmış ya da başarısız sonuç almış bir tanıdık, çiftin seçiminde büyük rol oynamaktadır. Ülkemizde basın yayın organlarında tüp bebek merkezleri hakkında çıkan haberler de seçimde önemli rol oynarlar. Oysa bahsedilen her iki kaynak da sağlıksız tüp bebek bilgilerini içerebilir. Çiftin sağlıklı bilgiye ulaşabilmesi ancak yetkili bir kurum tarafından yapılan düzenli istatistik bilgisiyle mümkündür. Nitekim yurtdışında bu işlevi gören kurumlar vardır. Bu kurumlar tüp bebek merkezleri hakkında düzenli, sağlıklı ve yansız bilgi toplarlar. Toplanan bilgiler yıllık bazda raporlar haline dönüştürülür ve tüp bebek işlemine başvuracak çiftlere sunulur. Raporlarda en sık olarak tüp bebek merkezlerin o yıl içinde yaptıkları işlem sayısı, bu işlemlerin nitelikleri hakkında bazı detaylar, tüp bebek başarı oranları ve o merkezde uygulanan işlemin mali portreleri yer alır. Günümüzde birçok gelişmiş ülke tüp bebek işlemlerini uygulayacak çiftlere belirli şartları yerine getirmeleri durumunda, işlemin bir kısmını ya da tamamını sosyal güvenlik kapsamında ödemektedirler. Devletin sosyal güvenlik uygulamasından faydalanan çiftleri uygulama için kabul eden merkezler, bu kurumlara yaptıkları işlemler için bilgi aktarmak zorundadırlar. Aksi takdirde sosyal güvenlik kurumlarından ödemeleri yapılmaz. Bahsedilen sistem merkezler üzerinde belirli bir denetleme mekanizması da oluşturduğu gibi, tüp bebek merkezlerin de uygulamalarda kalitelerini yükseltmelerine yol açmaktadır. Tekrarlayıcı ve uzun süreli olarak başarısız olan tüp bebek merkezleri sistemden silinirler. Devlet bu sistemle vatandaşlarını ‘iyi’ hizmet alacakları tüp bebek merkezlere yönlendirmiş olur, ödemeyi bu tüp bebek merkezlerine yapar ve halktan topladığı vergiyi de en verimli şekilde kullanmış olur. Dolayısıyla, sistemden hem devlet, hem merkez, fakat en önemlisi hasta kazançlı çıkmaktadır.
Ülkemizde 2005 yılında başlatılan uygulamayla bazı sosyal güvenlik kurumlarına bağlı vatandaşların, belirli şartları yerine getirmeleri durumunda tüp bebek işlem ücretlerinin bir bölümü bu kurumlar tarafından karşılanmaya başlanmıştır. Bu durumda yukarıda belirtilen sistemin ülkemizde de oluşturulması, hastalar ve devlet açısından bir gereksinim haline gelmiştir.
Sanırım burada bahsedilenlerle sıkça duyduğunuz ama zihninizde canlandıramadığınız bazı soruların cevabını bulabildiniz. Bilgi cehaletten kurtulmanın en önemli aracıdır. Siz okuyarak bilgi sahibi oluyor ve sahip olduklarınızla da doğruları kendiniz bulabiliyorsunuz. Bu keyifli yolculuğumuza devam edelim mi?
Kaynak: http://www.tupbebektv.com
Ne yazık ki bu sorunun cevabı ülkemiz şartlarında ‘kulaktan dolma bilgiler’le olmaktadır. Genellikle tüp bebek işlemiyle başarıya ulaşmış ya da başarısız sonuç almış bir tanıdık, çiftin seçiminde büyük rol oynamaktadır. Ülkemizde basın yayın organlarında tüp bebek merkezleri hakkında çıkan haberler de seçimde önemli rol oynarlar. Oysa bahsedilen her iki kaynak da sağlıksız tüp bebek bilgilerini içerebilir. Çiftin sağlıklı bilgiye ulaşabilmesi ancak yetkili bir kurum tarafından yapılan düzenli istatistik bilgisiyle mümkündür. Nitekim yurtdışında bu işlevi gören kurumlar vardır. Bu kurumlar tüp bebek merkezleri hakkında düzenli, sağlıklı ve yansız bilgi toplarlar. Toplanan bilgiler yıllık bazda raporlar haline dönüştürülür ve tüp bebek işlemine başvuracak çiftlere sunulur. Raporlarda en sık olarak tüp bebek merkezlerin o yıl içinde yaptıkları işlem sayısı, bu işlemlerin nitelikleri hakkında bazı detaylar, tüp bebek başarı oranları ve o merkezde uygulanan işlemin mali portreleri yer alır. Günümüzde birçok gelişmiş ülke tüp bebek işlemlerini uygulayacak çiftlere belirli şartları yerine getirmeleri durumunda, işlemin bir kısmını ya da tamamını sosyal güvenlik kapsamında ödemektedirler. Devletin sosyal güvenlik uygulamasından faydalanan çiftleri uygulama için kabul eden merkezler, bu kurumlara yaptıkları işlemler için bilgi aktarmak zorundadırlar. Aksi takdirde sosyal güvenlik kurumlarından ödemeleri yapılmaz. Bahsedilen sistem merkezler üzerinde belirli bir denetleme mekanizması da oluşturduğu gibi, tüp bebek merkezlerin de uygulamalarda kalitelerini yükseltmelerine yol açmaktadır. Tekrarlayıcı ve uzun süreli olarak başarısız olan tüp bebek merkezleri sistemden silinirler. Devlet bu sistemle vatandaşlarını ‘iyi’ hizmet alacakları tüp bebek merkezlere yönlendirmiş olur, ödemeyi bu tüp bebek merkezlerine yapar ve halktan topladığı vergiyi de en verimli şekilde kullanmış olur. Dolayısıyla, sistemden hem devlet, hem merkez, fakat en önemlisi hasta kazançlı çıkmaktadır.
Ülkemizde 2005 yılında başlatılan uygulamayla bazı sosyal güvenlik kurumlarına bağlı vatandaşların, belirli şartları yerine getirmeleri durumunda tüp bebek işlem ücretlerinin bir bölümü bu kurumlar tarafından karşılanmaya başlanmıştır. Bu durumda yukarıda belirtilen sistemin ülkemizde de oluşturulması, hastalar ve devlet açısından bir gereksinim haline gelmiştir.
Sanırım burada bahsedilenlerle sıkça duyduğunuz ama zihninizde canlandıramadığınız bazı soruların cevabını bulabildiniz. Bilgi cehaletten kurtulmanın en önemli aracıdır. Siz okuyarak bilgi sahibi oluyor ve sahip olduklarınızla da doğruları kendiniz bulabiliyorsunuz. Bu keyifli yolculuğumuza devam edelim mi?
Kaynak: http://www.tupbebektv.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder